28 Şubat 2014 Cuma

Armada Otel – İstanbul Kültürünü Günümüze Aktaran Otel

     
Geçenlerde bir eğitim için Armada Otel’e gittim. Daha önceden ismini duyduğum bu otelde yaşadığım deneyimi ve gerek servis gerekse mimari olarak bana nasıl bir deneyim bıraktığını sizlere aktarmak isterim.

Bir marka olarak öncelikle nasıl bir değer vaadini müşterilerinize sunduğunuzu belirlemek çok kritiktir. Bu vaadi belirlemek yetmez bunu müşterilerinize, otelinizi, restoranınızı, mağazanızı ziyaret eden kişilere aktarmanız, yaşattırmanız çok ama çok değerlidir. Müşterilerinizin duygularına dokunmanız ve o mekan ile onların bir bağ kurmalarını sağlamanız markanız için dikkat etmeniz gereken kritik noktalardan biridir. 

Armada Otel de bu bakış açısından yola çıkarak müşterilerine çok da yerinde bir vaat sunmaktadır: “Armada, İstanbul’u İstanbul yapan yaşam tarzını canlandırıp günümüze uyarlayarak, İstanbul yaşam kültürünü arayanları mutlu etmektedir.”  Bu vaadinin arkasında duran otel, gerçekten de müşterilerine kapıdan girer girmez eski İstanbul’u, İstanbul kültürünü yaşatıyor. Gelin bu oteli yakından inceleyelim.

Otel İstanbul'un tarihi yarımadası Sultanahmet'te bulunuyor. Arvavut kaldırımlarıyla süslü, sakin bir sokakta yer alıyor. Mekan tarihi olunca,  Otel de müşterilerine İstanbul kültürünü yaşatma adına tüm ince detayları düşünülerek tasarlanmış. Gerek mimari, gerek iç dekorasyon anlamında ince detaylarla kendinizi bu otelde eski İstanbul evlerinden birinde hissediyorsunuz. Lobi salonunun bir köşesi Şark köşesi olarak bir köşesi de havuzlu kahve olarak dizayn edilmiş. Havuzlu kahve bölümünde kapalı alanda bir kahve ortamı yaratılmış ve mekanda kendinizi eski bir kahvede, havuz başında otururmuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Kahvenizi eski el arabalarının içine yerleştirilmiş alandan alıyorsunuz. Hatta cookie servisi de bu el arabalarında özenle servis ediliyor. Bu detayını çok ama çok beğendim. 

Eğitim sırasındaki çay saati içinde otel farklı bir konsept düşünmüş. Eğitim sırasında kapıdan koskoca bir el arabası içeriye girdi ve dantellerle süslü olan bu araba içinde tatlılar servis edildi. Bu detayın bu şekilde müşterilere sunulması gerçekten de çok hoştu, tüm katılımcılar bu detaya bayıldı, bol bol fotoğraf çekti.

Bunun yanında, eğitim salonları bile ev konforunda ve düzeninde dizayn edilmişti :) Otel sadece lobi ve girişte değil, diğer tüm bölümlerde İstanbul konseptini çok iyi yaşatmış. Bunu sağladıkları ve şehrin kültürel bölümünde müşterilerine özel bir alan ve hizmet yarattıkları için kendilerini tebrik ediyorum!



bu fikri çok beğendim!




11 Aralık 2013 Çarşamba

WestJet'den Müşterilerine Unutulmaz Bir Deneyim!


Müşterilerinize unutulmaz deneyimler yaratmak için onlara ilk başta unutulmaz anlar yaşatmalısınız.

Müşterilerinizin kalbini kazanmalı ve vermiş olduğunuz hizmette onları anladığınızı, duyduğunuzu ve hissettiğinizi müşterilerinize en samimi şekilde belli etmelisiniz. Peki Nasıl? Ya da bunları söylemesi kolay diyenler için sizlere çok iyi bir örneği vermek isterim.

Bugün facebookta çok orjinal bir video bir çok kişi tarafından paylaşılıyordu ve tam da bu blogda yer alması gereken bir konu hakkındaydı! Kanadalı havayolu şirketi WestJet'in müşterileri için hazırlamış olduğu video ve bu sürpriz gerçekten de müşteride "WOW" efekti yaratacak cinsten!

Gelin videoya bir bakalım :)




Bu tip örnekleri paylaşmayı seviyorum, çünkü rekabetin çok yüksek olduğu bu devirde herkes yaklaşık olarak aynı hizmeti veriyor. Asıl fark müşterilerimize dokunduğumuz o her "touch point"te neler yaşattığımız.. Bu video umarım bazı markalara ilham verir ve onlarda müşterilerine unutulmayacak anlar yaşatırlar.

Yeni örnekleri paylaşmak dileğiyle..

10 Kasım 2013 Pazar

Küçük Esnaftan Deneyim Dersleri...


Müşterilerinize muhteşem bir deneyim yaratmak istiyorsanız,onların duygularına dokunmalısınız..
Sadece göstermelik onlara ekstra bir hizmet sunmak ya da samimi olmayan tutumlarla onları etkilemek yerine bence daha insancıl ve daha içten bir farklılıkla, müşterilerinizin markanıza, hizmetinize bağlanmasına ve bundan memnun olmasına sebep olabilirsiniz..

Çevremde hizmet aldığım yerleri ve hizmet şekillerini hep düşünüyorum.
Neden bazı markaları HEP tercih ediyorum? Neden etrafta binlerce aynı ürün varken onların dükkanını ya da mağazasını tercih ediyorum diye sorguluyorum. Son zamanlarda sık sık uğradığım ve bana iyi bir deneyim ve hizmet yarattıran küçük esnaftan örnek vermek istiyorum..

Yeni taşındığım mahallemde TADIM adında bir pastane var. ve bu pastanenin yıllardır değişmeyen bir hizmet anlayışı var. Adım atar atmaz hemen size pişmiş olan kurabiyelerinden 1 tanesini elinize tutuşturuyorlar.. Adı gibi, müşterilerine "tadım" yaptırmadan bırakmıyorlar.. Bence bu çok minik ama müşteriyi bağlamak, onunla insancıl bir iletişim kurmak için çok değerli. Hani hep diyoruz ya müşterilerinizin duygularına dokunun.. işte bu minik esnaf da bence paylaşma duygusunu çok iyi yaşatıyor.. karşılık beklemeden müşterilerinize minik hediyeler sunmak bence işe yarayan şeylerden biri..



AVM'lerin, koca koca hipermarketlerin olduğu şehirlerde, ne yazık ki böyle küçük jestleri, paylaşmayı unutuyoruz. Mağazadan tadımlık bir şey verseler :" aman yine tanıtım, yolumu değiştireyim yoksa satmaya çalışacak yine, tutacak beni" diye geçirdğimiz oluyordur. Tüm bu yaşananlar doğallıktan uzak olunca biz de doğal olarak çekiniyoruz ve ayaklarımız geri geri gidiyor.




17 Temmuz 2013 Çarşamba

Görme Engelli Müşterilerini Özel Hissetiren Marka... / Let Blind People "See" Food Hareketi


Görme Engelli kişilerin yedikleri yemeği anlamalarını & görmelerini hayal eden Wimp Burgers, gerçekten de çok iyi bir kampanya ile wow dedirtiyor.

Fast food şirketi Wimpy, görme engelli bireylerin yaşadıkları durumlara ilgi çekmek için 15 tane özel hamburger yaptı. Hamburgerlerin üzerine körlerin anlayabileceği cümleleri susam taneleri ile tek tek yazdı ve bakın ortaya bu reklam çıktı...



12 Temmuz 2013 Cuma

Toplu Taşıma Deneyiminizi Nasıl Eğlenceli Bir Hale Getirebilirsiniz?




Toplu taşıma araçlarında güvenlik kurallarını dinlemek biz yolcular için genelde sıkıcı olmuştur. Hep aynı güvenlik kurallarını dinlemek, artık o güvenlik kurallarını gözden düşürmemize ya da dinlemememize sebep oluyor.
Yolcu güvenliğini ön plana çıkartmak isteyen ve bunu yolculuk deneyiminin bir parçası yapmak isteyen şirketler farklı ve yaratıcı uygulamalarla araçlarında seyahat eden müşterilerine ( burada yolcularına) değişik çözümler sunuyorlar.
Hepimizin en son zamanlarda  Türk Hava Yolları uçaklarında gördüğü kabin güvenliği videoları tam da buna bir örnek… Manchester United takımının oyuncularının oynadığı bu video, yolculuk deneyiminiz boyunca yapmanız ve yapmamanız gerekenleri çok eğlenceli bir dille aktarıyor.

Videoyu görmeyenler için link:
Yurtdışından farklı bir örnekten de bahsetmek isterim. Melbourne metrosu yolcularını güvenlik konusu hakkında bilinçlendirmek ve günlük koşuşturmada basit ama önemli güvenlik ihmallerini aktarmak için çok eğlenceli bir video ve şarkı yapmış. Metro’nun inisiyatifiyle yapılan bu kampanya Itunes’da en çok dinlenen şarkılar listesinin ilk 5’i arasında yer almış ve youtube üzerinden milyonlarca tıklanma almış. Youtube’da bile birçok kişi bu videoyu cover olarak yeniden yorumlamış J
Vee… kitleleri etkileyen ve içerdiği mesaj sayesinde insanların beyinlerine kazınan o mehşur şarkının linki:


Ve şarkının yaptığı etkiyi anlatan video ise:

4 Temmuz 2013 Perşembe

United Breaks Guitars / Sosyal Medyada Mutsuz Müşteri Örneği :)


Hizmetlerinizden memnun olan müşterileriniz memnuniyetlerini 3-4 insanla paylaşırken, memnuniyetsizliklerini ise 8 ve üzeri insanla paylaşabiliyor! Şaşırtıcı bir rakam değil mi??

Mutsuz olan bu müşeriler, memnuniyetsizliklerini bir çok farklı kanal üzerinden dile getirebiliyor.. yeri geliyor call centerları arayıp başlarından geçenleri uzun uzun anlatıyorlar.. yeri geliyor sosyal medya üzerinden özellikle de Twitter ( ki ben bu yöntemi çok daha hızlı ve efektif buluyorum) üzerinden yazdıkları mesajlarla anlatıyorlar..

Geçtiğimiz senelerde memnuniyetsizliğini farklı bir dille dile getiren bir müşterinin videosu izlenme rekorları kırdı.. Bu kişi United Airlines ile yolculuk yapan Dave Carroll. Gelin bakalım bu kişi United Airlines'ı nasıl tüm dünyaya rezil etmiş bir bakalım :)




30 Haziran 2013 Pazar

Nespresso Müşteri & Kahve Deneyimi


Kaliteli Kahve deyince aklıma ilk Nespresso ve Nespresso’nun birbirinden lezzetli kahveleri geliyor.
Nespresso markasıyla bundan tam 10 sene önce tanıştım ve o günden  beri, bu markanın benim için farklı bir anlamı var.. Peki ne oldu da ben bu markaya bu kadar bağlandım? Bu markanın bana yaşattığı hangi deneyim benim bağımlılığımı arttırdı? Durun anlatayım.. asıl herşey Lozan’daki Nespresso mağaza deneyimimle başladı.

Lozan’daki Nespresso mağazası benim ilk gördüğüm ve hizmet aldığım Nespresso Mağazasıydı. Bu mağaza diğer Nespresso mağazalarında olduğu gibi duvarları ( yaklaşık 6mlik duvar..) kahve kapsülleriyle kaplı, kahve makinaları ve aparatlarının sergilendiği ve ayrıca cafe bölümünün de olduğu büyük bir mağazaydı. Mağazaya zaten ilk adım attığımızda, içeride yaratılan ortam kendinizi çok kaliteli ve ayrıcalıklı bir yerde olduğunuz hissini veriyordu. Bunu sadece ben değil, benimle alışveriş yapan arkadaşlarım da söylüyordu.

Mağaza da ilk alışverişimi yaptığım zaman bana kasada deri, içinde çip olan özel bir anahtarlık  verdiler. Mağazaya gelip, ödeme yapmadan önce çipi okutuyordum ve bana ismimle hitap edip, en son çıkan çikolata koleksiyonundan tatmam için bir adet çikolata veriyorlardı. Belki bu küçük bir ayrıntı olarak görünebilir ama sizi özel hissettiren ve size değer verildiğini gösteren bir uygulamaydı.
Bunun yanında, kahve içilen kısımda size verilen hizmet de müşterilerde farklı bir deneyim yaratıyordu. Kahve siparişiniz verdikten bir müddet sonra, farklı bir garson camdan yapılmış özel bir servis arabasıyla yanınıza gelip, kahveniz yanında yemek istediğiniz çikolatalardan veriyordu. Ellerinde, beyaz eldiven, ve çikolata tutacıyla, yemek istediğiniz çikolatayı peçete içinde size veriyordu.. Marka için belki çok maliyeti olmayan bu ince detayın, bu mekanda kahve içen kişiler üzerindeki yaratmış olduğu müşteri ve kahve deneyimini sanırım tahmin edersiniz. Bir yandan içtiğim kaliteli kahve, bir yandan bana sunulan bu kusursuz hizmet Nespresso’ya olan bağımlılığımı ayrı bir boyuta taşıdı.

Şuan, Nespresso ve ürünlerini yakından takip eden, en son çıkan kahvelerini tatmak için aksiyon alan, web sitelerinde uzun zamanlar geçiren bir Nespresso müşterisiyim. Lozan’daki mağazaya senede 2 defa uğramaya çalışan, gidemesem de kahve siparişimi ordan veren sadık bir müşteri oldum. Marka benim gerçekten de kalbimi kazandı.

Önümüzdeki günlerde Nespresso’nun Türkiye ve diğer ülkelerinde yaşadığım mağaza deneyimlerinden ve markanın nasıl total bir deneyim yaratma süreci olduğundan detaylı bahsedeceğim J